DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ VE TÜRKİYE

Basının özgür olabilmesi için ifade özgülüğünün olması gerekir. Türkiye’ye baktığımızda ifade özgülüğünün sınırlandırıldığı ve ceza tehdidi altında olduğu görülecektir. Türkiye’de güvenlik eksenli bir insan hakları politikası uygulanmaktadır. Bu nedenle de ifade özgürlüğü kısıtlıdır. Türkiye Ceza Mevzuatı bir bütün olarak incelendiğinde birbiri yerine kullanılabilecek çok sayıda ifade özgülüğünü kısıtlayan ve cezalandıran suç tanımı bulunmaktadır.

TCK’nın 134, 214, 215, 216, 217, 218, 220/6-7-8,  222, 277, 285, 288 300, 301, 305, 314/3, 318 ve 341. maddeleri ifade özgülüğünü suç saymaktadır. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu yeni suç tanımları yapmış ve cezalar ağırlaştırılmıştır. TMK’nın 6 ve 7. Maddeleri basın özgülüğünü tamamen ortadan kaldırır mahiyette uygulanmaktadır. TCK’nın 220/6 ve 7. Fıkraları ile TMK’nın 2. Maddesi geniş yorumlanmakta ve basın mensupları da TCK 314/3 uyarınca yasadışı silahlı örgüt üyesi olmadıkları halde olmuş gibi suçlanmaktadır. Yargılamalar, CMK 250-252. Maddelerince kurulan DGM’lerin devamı olan özel yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri tarafından yapılmaktadır. Bu mahkemeler CMK 100/3’ü uygulayarak rahatlıkla tutuklama kararı verebilmektedirler. İşte görüldüğü gibi, tam bir baskıcı sistem kurulmuş. Önce istenildiği gibi yorumlanan suç tanımları yapılmış ve yasalara yerleştirilmiş. Bu yetmezmiş gibi bunların yargılanması için hukuka karşı hile yapılarak kapatılan DGM’lerin devamı olan özel yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri kurulmuş. Bu da yetmemiş, bu mahkemelerin rahat tutuklama kararı vermesi için CMK 100/3’e özel hüküm getirilmiş. Bu da yetmemiş, ceza almalarını sağlamak için telefon dinleme, teknik takip ve gizli tanık ifadeleri yeterli görülmüş. Yani sanıktan delile gitme yöntemi uygulanmaya devam etmiş. İşte size Türkiye klasiği… Yasalar değişmiş gibi gösterilip hiçbir şey değişmemiş.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye açısından kutlanacak bir özgürlük olmadığını, sadece mücadele edilecek bir konu olduğunu belirtmek gerekir. Freedom House raporuna göre Türkiye basın özgürlüğünde yarı özgür ülkeler kategorisinde alt sıralarda yer almaktadır. Türkiye’deki basın mensupları medeni ülkelerdeki meslektaşları ile birlikte özgür bir günü kutlayıncaya kadar bedel ödemeye devam edecekler. Bu bedel sürekli tutukluluk, vaktinin çoğunu adliye koridorlarında geçirme, ceza tehdidi altında yaşama ve bazen olduğu gibi öldürülme. Halen Türkiye’de sayıları değişmekle beraber 57 ile 67 arasında tutuklu gazeteci bulunmaktadır. Çok sayıda gazeteci hakkında devam eden dava ve binlerce soruşturma dosyası var.

Özgür bir basın özgürlüğü günü görmek dileğiyle tüm basın emekçilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ