TBMM’ye Sesleniyoruz!

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı: İnsan Hakları Bu Kanun ile Korunmaz! Eşitlik için, Ayrımcılıkla Mücadele Edecek Yapı Bu Kanun ile Oluşmaz!

28 Mart 2016
Bizler, Türkiye’de insan hakları, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik için çalışan sivil toplum örgütleri olarak, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı ile sunulan yapının ve öngörülen çerçevenin, gerekçesinde belirtilen amaç ve işlevi gerçekleştirme imkanı olmadığına dikkat çekiyoruz! İnsan Haklarının korunması, işkencenin ve kötü muamelenin önlenmesi, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik için oluşturulacak yasal çerçeve ve yapılara ilişkin yasal düzenlemelerin, bu alanlarda çalışan STÖ’lerin geniş çaplı katılımı ile TBMM Komisyonlarında yeniden ele alınması ve ayrımcılık riski altında bulunan grupların ihtiyaçlarına, Türkiye’nin yükümlülüklerine ve uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi çağrısı yapıyoruz !
Bu Acele Neden: Bu Kanun Tasarısı için Hangi STÖ’lerin Katkısı Alındı? Bu Görüşlerin Ne Kadarı Hesaba Katıldı?
Tasarı gerekçesinde, tasarının hazırlanırken sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alındığı belirtiliyor. Bu referansın, TİHK’in Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu Tasarı Taslağına ilişkin istişareleri işaret ettiği anlaşılmaktadır. Altı yıl boyunca sonuca ulaşmadan devam eden ve kısıtlı bir STÖ grubunun katılabildiği istişareler tamamlanmamıştır. Bunun da ötesinde, çerçeve yasa ile kuruma ilişkin düzenleme birbirinin yerini alamaz.
Türkiye’nin önde gelen insan hakları STÖ’leri, TİHK’in Paris Prensiplerine uygun olmayan kurum yapısı nedeniyle Ulusal Önleme Mekanizması olarak neden akredite olamayacağını kamuoyu ile defalarca paylaştılar. Buna rağmen Tasarı gerekçesinde daha önce STÖ’lerin aksi görüşlerine rağmen, kanun hükmünde kararname[1] ile TİHK’e verilen Ulusal Önleme Mekanizması görevinin TİHEK’e veriliyor olması, yine STÖ’lerin görüşlerinin yok sayıldığını ortaya koyuyor.
Uluslararası Standartların Adını Anmak Yeterli mi? TİHEK için önerilen kurum tasarımı ve işlevlerde yer verilmeyen Uluslararası Standartlar, Kanunun sadece gerekçesinde anılıyor.
STÖ’ler olarak Tasarıda öngörülen Kurumun Paris İlkelerinin temel unsurlarını ve bu mekanizmadan beklentileri yerine getirmekten çok uzak olduğunu ifade ediyoruz. Zira öngörülen bütçesi, iç yönetim yapısı, karar alma organı olan kurul ve üyelerin belirlenme şekli değerlendirildiğinde, bağımsızlık ve idari mali özerklikten uzak olması nedeniyle bu kurumun BM-OPCAT gereğince Ulusal Önleme Mekanizması olarak onaylanması mümkün değildir.
Tasarı, insan hakları ve ayrımcılık konusunda Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerinin gerektirdiği referanslara yer vermemektedir.
Tasarıdaki ayrımcılık tanımı ve temelleri, ayrımcılığa karşı getirdiği önlem ve tedbirler önemli ölçüde eksiktir.  İnsan hakları ihlalleri ile ilgili bireysel başvuru yapılamayacak olan, sayılan sınırlı ayrımcılık temelleri dışındaki hak taleplerini ele alamayacak olan, kamu kurumlarını kendiliğinden inceleyemeyen, kendi çalışma biçimini bile belirleyemeyen bir kurumun, kendisinden beklenen işlevi yerine getirmesi beklenemez.
Hâlihazırda var olan Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun güçlenmesi gereğini karşılamak için tasarlandığı iddia edilen yeni yapı, TİHK kuruluş kanunun da gerisine düşerek tamamen Bakanlar Kurulu’na bağlı bir yapı oluşturmaktadır. Önerilen kurumun karar alma organı olan Kurulun üyelerinin tamamı atama ile belirlenecek; kurulun başkan ve yardımcıları da Başbakan tarafından seçilecek, kurumun iç yönetmelikleri dahi Bakanlar Kurulu onayına tabi olacak: Böylesi bir Kurumun, Yürütme Organını insan hakları bakımından değerlendirirken bağımsız olması mümkün değildir.
Bu kurum Türkiye’de kimin, hangi derdine deva olacak?
Biz hak temelli çalışan STÖ’ler olarak, bu tasarı ile öngörülen kurumun Türkiye’de yaşanan eşitsizlik, ayrımcılık ve insan hakları ihlallerini çöz(e)meyeceğini söylüyoruz!
Tasarıda Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde yer alan bir çok ayrımcılık temeli dışarıda bırakılıyor: Tasarı, toplumsal cinsiyet eşitliğine hiçbir şekilde yer vermiyor. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılık, sosyal statü temelinde ayrımcılık, çoklu ayrımcılık, mültecilik ve sığınma statüsüne ilişkin ayrımcılık ve diğer bir çok ayrımcılık temeli tasarıda yok! Bu tasarı, her geçen gün artan ayrımcılık ve nefret söylemine maruz kalan kişi ve grupları korumak, insan hakları ve eşitliği sağlamak için yeterli değildir.
TBMM’ye sesleniyoruz:
Türkiye’de yaşayan her bir birey için elzem olan eşitlik hakkını; ayrımcılıktan, işkence ve kötü muameleden korunma hakkını etkin şekilde gözetecek ve koruyacak olan yasal çerçeve ve yapılar bu tasarıda mevcut değildir.
İnsan hakları, eşitlik, ayrımcılıkla mücadele ve işkence ve kötü muameleyi önleme alanında çalışan STÖ’lerin katkıları olmadan; yasama sürecini etkin şekilde işletmeden; kanun yazımının gereği olan iç tutarlılık ve yapılandırma sağlanmadan; ihtiyaçlara, ilkelere ve işlevlere ilişkin katılımcı ve çoğulcu bir istişare süreci olmaksızın hazırlanan bu kanunla oluşturulacak kurum beklenen işlevini yerine getiremez.
AB ve Türkiye arasında yürütülen Vize Serbestisi ve Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde yapılması beklenen yasal düzenlemeler çerçevesinde apar topar geliştirilmiş bu tasarı metni, ne Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ne de AB’nin politik kriterlerini karşılayacak niteliktedir.
STÖ’ler olarak TBMM’den talebimiz, tasarının TBMM Komisyonlarına iade edilmesi ve Avrupa Konseyi Sivil Toplumun Karar Verme Sürecine Katılımıyla İlgili İyi Uygulama İlkelerinde öngörülen katılımcı bir süreçle en baştan ele alınmasıdır.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği / Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği
Engelli Kadın Derneği
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
Grup Genç Kahramanlar
Gündem Çocuk Derneği
Hevi LGBTİ Derneği
İnsan Hakları Derneği
İnsan Hakları Gündemi Derneği
İstanbul Genç Adımlar Derneği
İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği
Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği
Kafkas Dernekleri Federasyonu
Kaos GL
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği
Pembe Hayat LGBTT Derneği
Roman Hakları Derneği
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi- RUSİHAK
Sınır Tanımayan Avukatlar ve İnsan Hakları Savunucuları Derneği
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği (STGM)
Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği
SPOD
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği
Türkiye Gençlik Birliği Derneği
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
Türkiye Kadınlar Birliği
Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
[1] 9/12/2013 tarihli ve 2013/5711 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Kötücül Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek ihtiyari Protokol uyarınca verilen Ulusal Önleme Mekanizması görevi